-
1 peu
1 az [az]◊2 peu à peu yavaş yavaş3 az miktar4 petit nombre az insan◊Peu le savent. — Bunu az insan bilir.
a biraz ['biɾaz]b hafif [ha'fif]◊Il pleut un petit peu. — Hafif yağmur yağıyor.
6 à peu près aşağı yukarı7 de peu az farkla8 depuis peu az süre önce -
2 flot
См. также в других словарях:
artı para — is., ekon. Banka tarafından müşteri hesabı için öngörülen limitten belirli bir miktar daha fazlasını kullanma imkânı veren tutar, acil ihtiyaç kredisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
peşinat — is., Far. pīşīn + Ar. āt Bir alışveriş veya hizmet için önceden verilen bir miktar para Peşinat ne kadar? … Çağatay Osmanlı Sözlük
vergi iadesi — is. 1) Mükellefin yaptığı ihracattan geri alınan vergi indirimi 2) Memurların, işçilerin ve emeklilerin belirli süreler sonunda kurumlarına sundukları fiş ve makbuzlar üzerinden kendilerine geri verilen bir miktar para … Çağatay Osmanlı Sözlük
pey sürmek — 1) artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek veya önermek 2) rekabet etmek Onu, kendisine karşı pey sürecek kimsenin çıkmayacağına inanan Güdük Hacı olarak istemişti. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
PİŞ-MÜZD — f. Pey, pey akçesi. Satılık bir şeye talip olan kimsenin, sonradan caymayacağını temin makamında olmak üzere satıcıya peşin verdiği bir miktar para … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TABLDOT — Fr. Lokanta, okul ve otellerde belli bir miktar para karşılığında verilen belirli çeşitlerden ibaret bir öğün yemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ısgat çevirmek — ölen kişinin üzerindeki oruç borçlarına karşı bir miktar para dağıtılması … Beypazari ağzindan sözcükler
MURABAHA — Bir malı kâr ile satmak. * Bir miktar ilâve ederek ödünç para alıp vermek. * Fâiz ile para alıp vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
avuç dolusu — sf. 1) Pek çok Aynı yerde avuç dolusu para harcamış, kızları şampanyaya boğmuştum. R. H. Karay 2) Bir avucun alabildiği miktar kadar … Çağatay Osmanlı Sözlük